Serenat

 

Sokrates - baldıran zehrini içerken

Bir serenattır yaşamak, ölüme karşı. Tüketirken belkileri ve keşkeleri… Fark ettiğimi sanıyorum benliğimi ama o kadar yabancıyım ki. Güçlük çekiyorum tanımakta aynadakini. Tam diyorum ki şimdi, gülmekteyim. Gülen benim gözlerim, matemde olan bedenim ve gülen gözlerim… Tezat aynı anda aynı mahallenin oynayan çocukları.

 

Can sıkıntım geçmiyor. Nerede oyalansam da bu bitip tükenmez arayış sona ermiyor. Belki de bulamayacağımı bildiğim halde yaşamanın yarattığı bunalımdayım. Belki terk etmek zamanı gelmiştir bu karlı şehrin kahırlı istasyonunu. Merakım olmuş meramım. Dile getiremediklerim kafesim… Can sıkıntısıdır, geçer…

 

Aynı anda düşünmektir beni delirten, bin bir kuşun havada birbirine çarpmadan süzülmesi gibi. Basite almak niyetinde değilim hiç ama çarçur etmek de istememekteyim elimde kalanı. Öyle anlamlı şeyler söylemeliyim ki konuşmak için harcadığım jeton, harcandığına değsin.

 

Düşünüyorum yanılgısı içinde olabilirim. Düşünmenin ağırlığını sırtlandığımı zannediyor da olabilirim. Hem nasıl kıyas edebilirim ki kim ne kadar ağırlığın altına girebildiğini. İcabında altında da kalırız lakin nefes almak da büyük iştir bünyede, sonra yemesi, içmesi, sindirip bir çıkartması: insanoğlu düşünmek kadar ulvi bir eylemin yanında hala sıçmak derdine düşebilmekte ya olacak şey değil… bitmez bir döngüdür bende hasıl olan. Ama düşünmek de bu işin cabası.

 

Yalnız, yapayalnız bir bendir bu: kıymetsizliği kendisinde ve varlığını unutturmak gayretinde. Çıkarlarcıları dört bir tarafını çevirmiş, dostçuluk oynuyor. Kimi güldürsün istiyor; kimi sevsin, kimi arada sorsun, sorunlarını çözsün… Herkesin bir talebi varken kimse bu insanın bir ‘’kimi kimsesi’’ var mı diye sormuyor. Olsun varsın… Belki de kalabalıklar içerisinde yalnızlıklardır en kıymetlisi ya da yalnızlıklar içerisinde tek başına kalabalıklaşabilme yetisi…

 

Lafım çok, zamanım yok. Zaman zaman gelir yaralarımı kanatırım, tatlı kaşıntılar acıyla tanışınca anlarım belki de yaşayan bir bedenin yaşayan ruhunun hissedebildiğini. Yine gelir, yine yazarım.

 

act

04.12.2021

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İç Sesle Sohbet

Belki

Kısa Öykü: Huzur