Kayboluş

kadıköy iskelesi


Şehrimde kayboldum bugün
Binbir surata çarptı gözüm,
Onlarca kişiyle çarpıştım
Ama yine de yalnızdım,
yine kendime çarpmıştım.

Güneş batıyor, vapurların dumanı çöküyor,
Gökyüzünün zifiri karanlığıyla
Müzik sesleri, bağırışmalar, romen darbukacılar ve daha nicesi
Şehrimde kayboldum bugün.
Ya da şehrimle "seviştim".

Ne çok özlemişim bu hissi...
En çok farkına vardığım anlardan biri yaşamanın
Var olmanın saçmalığıyla sevincini tatmak
Hiç olmadık anda ve yerde
Şehrimde kayboldum bugün
Veya kendimi buldum.

Arkamda sohbetlerin en saçması
İki sevgili, en aptalından
Belki de sadece katlanıyorlar birbirlerine
Aşk sandıkları sonsuz toleranslarının azametine
Ve aptallıklarına gösterdikleri sabrın hürmetine.


Acele etmeden yaşamak lazım azizim.
Her şeyi bir çırpıda tüketmeden.
Her an oyuna hazır bir çocuk gibi.
Heyecanla, tutkuyla bekleyebilmeli
Ve yaşamalı bu hayatı çocuk gibi
Hem de ölmek nedir bilmezmiş gibi
Şehrimde kaybolduğumu sandım bugün
Ta ki fark edene kadar beni.


Sonra sonra, hatta çok sonra fark ettim.
Ben bu şehirde buldum bu insanları.
Sonra arkama yaslandım da rahatladım.
Kalabalığı yapan münferit bir nefer olarak.
Öyle ya, benim de katkım az değildi bu şehirde
Ben de sebebi olmuştum başka yalnızların
Vasat kayboluşlarında
Ve yine kendilerini buluşlarına.

Şehrimde kayboldum sandım bugün
Ama bir insan buldum 
Birkaç tane de kaybettim.
Şehir yine olduğu gibi.

16.08.22
Kadıköy iskelesi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İç Sesle Sohbet

Belki

Kısa Öykü: Huzur